Kolaylaştırma
20.02.2018    |    5,508

Ticaretin kolaylaştırılması kapsamında, gümrük ve ticaret prosedürlerinin basitleştirilmesinde etkinliğin sağlanması açısından bazı kolaylaştırma araçlarından faydalanılmaktadır. Ticareti kolaylaştırmada kimi zaman bilgi işlem teknolojilerinden daha yoğun olarak yararlanılan tek pencere ve risk yönetimi sistemi kullanıldığı gibi kimi zaman da prosedürlerin kolaylaştırılması amaçlı yasal düzenlemelerden faydalanılmaktadır.

Varış Öncesi Beyan/İşleme Sistemi, Elektronik Ödeme Sistemi, Risk Yönetimi Sistemi, Sonradan Kontrol Sistemi, Yetkilendirilmiş Yükümlü Sistemi, Hızlandırılmış Sevkiyat, Bozulabilir Eşya, İthal Amaçlı Eşyanın Gümrük Kontrolü Altında Nakli, İthalat, İhracat ve Transit Formalitelerinde Kolaylaştırma (Formalite-Belge-Kopya), Ticaretin Kolaylaştırılması ve Uluslararası Standartlara Uyum, Tek Pencere Sistemi, Sevk Öncesi İnceleme, Gümrük Müşavirlerinin Kullanımı ana kolaylaştırma araçları olarak ön plana çıkmaktadır.

Varış Öncesi Beyan/İşleme Sistemi: Gümrük idaresine verilmesi gereken ithalat beyannamesinin ve diğer kurumlardan alınması gereken izin, onay ve uygunluk belgelerinin ticaret erbabınca eşya daha ithalat ülkesine gelmeden ve mümkünse elektronik ortamda temin edilebilmesi ve sunulabilmesi imkânını tanıyan varış öncesi beyan/işleme sistemi ticareti kolaylaştıran önemli unsurlardan bir tanesidir.

Bu sistem kapsamında, örneğin eşyanın belge kontrolünün (sadece sarı hatta işlem görmesi) Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından kararlaştırılması halinde, kontrol süreci daha eşya Türkiye Gümrük Bölgesine gelmeden önce tamamlanabilecektir. Fiziki kontrol öngörülmesi halinde ise eşyanın varışı öncesinde gerekli kararın ve planlamanın idare tarafından yapılmış olması sayesinde, fiziki kontrolün hızlı bir şekilde tamamlanması sağlanacaktır. 

Böylelikle, dış ticaret işlemleri açısından zaman kayıplarının önüne geçilebilecek ve doğabilecek ilave maliyetlerin (tahmil, ardiye, terminal, demuraj giderleri vb.) azaltılması sağlanacaktır.

Karayolu taşımacılığı ile kıyaslandığında eşyaların değiştirilmesi açısından imkânsız bir nitelik taşıyan ve bu sebeple hava, deniz ve demiryolu taşımacılığında hayata geçirilmesi çok daha kolay olan varış öncesi beyan/işleme uygulamasının, kamu kurumları açısından da çeşitli yararları bulunmaktadır.

Öncelikle, sınırlarda oluşan yoğunlukların bertaraf edilmesi sağlanacak ve böylelikle daha planlı ve organize çalışan kamu kurumları konumuna ulaşılabilecektir. Ayrıca, varış öncesi işleme sayesinde limanlarda ihtiyaç duyulan depolama alanları gereksinimleri azaltılabilecek ve daha sistematik çalışabilen limanlar sayesinde uluslararası ticarette lojistik bir üs olunabilmesi için liman işlem sirkülasyonlarında da artış yaşanabilecektir.

Varış öncesi beyan/işleme uygulamasının Türkiye’de hayata geçirilebilmesi için sadece gümrük idaresinin değil, gümrük ve ticaretten sorumlu tüm sınır idarelerinin tamamen risk yönetimine dayalı bir kontrol tespiti sürecine girmesi ve böylelikle düşük riskli eşyaların sevkiyatını hızlandırması gerekmektedir.

KISA VADEDE;

Ø Varış öncesi işleme konusunda en iyi uygulama örneklerinden faydalanmak üzere uygulayıcı ülkelere yerinde inceleme ziyaretleri yapılacaktır.

ORTA VADEDE; 

Ø Gümrük beyannamesinin ve beyannameye eklenmesi gereken belgelerin eşyanın ülkeye varışından önce gümrük idaresine teslim edilebilmesi için, gerekli mevzuat düzenlemeleri ve altyapı çalışmaları tamamlanacaktır.

Ø İthalatta ön bildirim uygulamasının genişletilmesi ve etkinliğinin artırılması amacıyla, gerekli yasal ve teknik altyapı düzenlemeler yapılacak ve uygulamanın kapsamı genişletilecektir.

 

Diğer taraftan, uygulamada ilgili kamu kurumunun konu hakkında reformist bir yaklaşım benimsememesi, ticaret erbabını uygulamaya teşvik edici önlemler alınmaması ve uygulamanın işlevsiz kalması gibi riskler göz önünde bulundurulmalıdır.

Elektronik Ödeme Sistemi: İthalat ve ihracatta tahakkuk eden ve gümrük idaresi tarafından toplanan vergi, resim, ücret ve harçların elektronik ortamda ödenmesi ticaretin kolaylaştırılmasını sağlayan araçlardan biridir.

Türkiye’de gümrük mevzuatı uyarınca, ticaret erbabına gümrük idaresince tahsil edilen vergiler, ücretler ve harçların elektronik ortamda ödenmesi imkânı sağlanmaktadır. Ancak, elektronik ödemelerin kredi kartıyla yapılamaması, yalnızca mesai saatleri içinde yapılması ve sadece tek bir banka aracılığıyla yapılabilmesi, bilhassa çokuluslu şirketler nezdinde sıkıntı doğurabilmektedir.

Öte yandan, GÜMKART POS cihazları ve sistemleri ile ilgili bazı sıkıntılar yaşanmakta, saymanlık müdürlüklerinin devir işlemlerinden dolayı günün 16:00-18:00 saatleri arasında GÜMKART ile ödeme yapılamamakta, her gümrük idaresi GÜMKART tahsilatlarını sadece kendi gümrüğüne ait beyannameler için yapabilmekte, sistem izin vermesine rağmen diğer gümrüklere ait beyannameler için yapamamaktadır.

Ayrıca, Onaylanmış Kişi ve Yetkilendirilmiş Yükümlü statüsüne sahip firmaların mavi veya yeşil hatta işlem gören beyannamelerine ilişkin 

 

ödemelerinin kendi banka hesaplarından yapılması zorunlu bulunmakta olup, bu statülere sahip olmayan ticaret erbabının beyannamelerine ait ödemelerin gümrük müşavirleri aracılığıyla veya kendi banka hesaplarından yapılmasının mümkün bulunmaktadır.

Bu çerçevede, KISA VADEDE;

Ø Gümrük idarelerince kara hudut kapılarında yükümlülerden tahsil edilmesi gereken kamu alacaklarının banka kartı ve kredi kartı yoluyla da tahsil edilmesi sağlanacaktır.

Ø GÜMKART uygulamasının diğer bankalarla da genişletilmesi yönünde çalışmalar yapılacaktır.

Ø GÜMKART kapsamındaki ödeme sisteminde modernizasyona gidilecektir.

Ø Saat 16:00-18:00 arasında da ödemenin yapılabilmesi amacıyla Maliye Bakanlığı ile görüşmeler gerçekleştirilmesi yönünde çalışmalar yapılacaktır.

Ø Farklı gümrüklere ait beyannamelerin vergi tahsilatlarının GÜMKART aracılığıyla her gümrük ve saymanlık idaresinden, sistemin izin verdiği şekilde, yapılması yönünde talimat verilecektir.

Ø Onaylanmış Kişi ve Yetkilendirilmiş Yükümlü statüsüne sahip firmalar dışında kalan ticaret erbabının da kendi hesapları yoluyla ödeme yapması yaygınlaştırılacaktır.

 

Bununla birlikte, gümrük idarelerinin farklı gümrük idarelerinde işlem gören gümrük beyannameleri için ödenmesi gereken gümrük vergilerinin kendi gümrük idarelerinden tahsil edilmesini sağlayacak bir sistemin kurulamaması bir risk unsuru olarak değerlendirilmektedir. Saymanlık Müdürlüklerinde 16:00-18:00 saatleri arasında GÜMKART ödemelerinin yapılmaması nedeniyle Maliye Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde ilgili Bakanlığın uygulama değişikliğinin sadece Gümrük işlemlerine ilişkin olması sebebiyle sistemik değişiklik yapmaktan kaçınabileceği değerlendirilmektedir. 

Risk Yönetimi Sistemi: Risk yönetimi sistemi, gümrük ve ticaretten sorumlu sınır idarelerince hangi ithalat, ihracat ve transit işlemleri ile ticaret erbabının kontrole tabi tutulacağını ve bu kontrolün derecesinin ve türünün ne olacağını belirleyen metot veya uygulamaları ifade eden sistemdir.

Bu çerçevede, gümrük kontrolleri ile diğer sınır idareleri (tarım, sağlık, ekonomi vb. kurumlar) tarafından yapılacak tüm kontrollerin; tamamen risk yönetimine dayandırılması, kontrollerin yüksek riskli sevkiyatlara yoğunlaştırılması ve düşük riskli eşyaların serbest bırakma işlemlerinin hızlandırılması, idarelerin rastgele seçim haklarına halel getirmeksizin, uygun kontrol seçim kriterlerinin (tarife pozisyonu, eşyanın mahiyeti ve cinsin, menşe ülkesi, eşyanın gönderildiği ülke, eşyanın değeri, ticaret erbabının uyum kaydı, ulaşım aracının türü) kullanılması risk yönetimi açısından mümkündür.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı sorumluluk alanı itibariyle ülkemizdeki risk yönetimi uygulamasının mevzuat altyapısı Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği’ne dayanmaktadır. Ancak risk kriterleri gereğince sarı hatta sevk edilen veya memur tarafından kırmızı hatta yönlendirilen eşyaların kontrol edilmesine yönelik mekanizmanın uygulamada sağlıklı işlemediği görülmektedir.

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülen risk analizleri gibi diğer kamu kuruluşları tarafından da yapılan risk analizlerinin etkinliği hakkında bir bilgi bulunmamaktadır.

Eşyanın kontrolü, piyasa gözetimi ve denetimi mekanizması yerine Ürün Güvenliği ve Denetimi Tebliğleri kapsamında genellikle sınırlarda yapılmaktadır.

Bu kapsamda, KISA VADEDE; 

Ø Risk yönetimi sisteminin değerlendirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla, bir çalışma grubu oluşturulacaktır.

Ø Çalışma Grubu tarafından, piyasa gözetimi ve denetimi kapsamında gerçekleştirilebilmesi adına bir eylem planı oluşturulacaktır.

 

Risk yönetimi sistemi sadece gümrük idaresini ilgilendiren bir sistem değildir. Konu tüm sınır idarelerini kapsamakta olup, ilgili idarelerinde bu sistemin kullanımı konusunda yeterli ince farkındalığın oluşmamış olması olmamaları, bu idarelerin geleneksel kontrol yaklaşımlarını sürdürmeleri ve ayrıca risk kriterlerinin gizliliği içerdiği argümanları Çalışma Grubunun etkin bir şekilde sonuçlar üretmesinin önünde bir risk unsuru olarak değerlendirilmektedir.

Sonradan Kontrol Sistemi: İthal eşyasının, sahibine teslim edilmesi ve aynı zamanda sonuçlarının risk yönetimi sisteminde kullanılmasını amaçlayan metotlardan bir tanesi de sonradan kontrol mekanizmasıdır.

Gümrük idareleri, uygun seçim kriterini de içerebilecek riske dayalı bir yaklaşımla, sonradan kontrol için bir kişi veya bir sevkiyatı seçebilir, sonradan kontrol işlemlerini şeffaf bir şekilde gerçekleştirerek, kontrole ilişkin nihai sonuçları kayıtları kontrol edilen kişiye bildirir.

Türk gümrüklerinde, sonradan kontrol mekanizması işletilmektedir. Sonradan kontrole tabi tutulacak yükümlüler risk kriterlerine dayanarak veya rastgele seçilerek sonradan kontrol planı çerçevesinde denetime tabi tutulmaktadır.

Bu kapsamda, ORTA VADEDE;

Ø Sistemin daha iyi hale getirilebilmesi yönünde ve bilhassa özel sektörün uygulama sayesinde öz uyumunun yükseltilmesi ve uygulamanın firmaları eğitici yönünün de ortaya konması ile sonradan kontrol sonucu elde edilen bulguların risk analizi bağlantısının yükseltilmesi doğrultusunda en iyi ülke uygulamalarının takibi amacıyla inceleme ziyaretleri yapılacaktır.

Yetkilendirilmiş Yükümlü Sistemi: Yetkilendirilmiş yükümlü uygulaması; gümrük ve ticaret kuralları ile uyum düzeyi yüksek, iç kontrollere imkân veren bir kayıt yönetim sistemine sahip, mali yeterliliği haiz ve tedarik zinciri güvenliğini gözeten dış ticaret erbabına gümrük işlemlerinde kolaylık sağlayan, uluslararası geçerliliği olan bir akreditasyon sistemidir.

Yetkilendirilmiş yükümlü bu sayede; daha az belge ve veri ile dış ticaret operasyonlarını yürütebilmekte, kamu tarafından daha az fiziki kontrol ve incelemelere tabi olmakta, eşyalarını gümrük idaresinden daha hızlı teslim alabilmekte, ertelenmiş gümrük vergileri ödemeleri olanağı sayesinde likidite kaynaklarından daha etkin istifade edebilmekte, teminat gereksinimlerinde kapsamlı ve düşük oranlı kefalet olanaklarına sahip olabilmekte, dönemsel olarak çoklu dış ticaret operasyonları için tek gümrük beyanı ile işlem yapabilmekte, gümrüklü sahalarda ardiye ve ilave terminal ücretleri külfetlerine katlanarak dış ticaret operasyonlarının tamamlanmasını beklemek yerine tüm süreci kendi tesislerinde yapabilmektedir.

Ülkemizde 2013 yılı Ocak ayında uygulamaya konan sistem incelendiğinde; Yetkilendirilmiş Yükümlü, gümrük yükümlülüklerini yerine getiren, kayıt sistemi düzenli ve izlenebilir olan, mali yeterlilik, emniyet ve güvenlik standartlarına sahip bulunan, kendi oto kontrolünü yapabilen güvenilir firmalara gümrük işlemlerinde birtakım kolaylık ve imtiyazlar tanıyan uluslararası bir statü olarak hayata geçirilmiştir.

Ülkemiz uygulamasında tanınan kolaylıklar arasında; basitleştirilmiş usullere ilişkin kolaylıklar (örneğin, ihracatta yerinde gümrükleme, izinli gönderici, ithalatta yerinde gümrükleme, izinli alıcı vb.); beyanın kontrol türüne ilişkin kolaylıklar (ithalatta ve ihracatta eşya muayenesi ve belge kontrolünün olmadığı hat olan yeşil hatta işlem görebilme, taşıt üstü işlemlerde de yeşil hattan yararlanabilme, daha az belge kontrolü veya muayeneye tabi tutulabilme vb.), emniyet ve güvenliğe ilişkin kolaylıklar (azaltılmış zorunlu bilgilerden oluşan özet beyan verebilme, sınır kapılarından öncelikli geçiş yapabilme vb.) yer almaktadır.

Bu kapsamda; Türkiye’de yetkilendirilmiş yükümlü sisteminin mevzuat temeli ve uygulaması Gümrük Kanunu ve Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği’ne dayanmakta olup, sistem çerçevesinde yapılabilecek çeşitli iyileştirmeler bulunmaktadır. Ayrıca, sınır aşan ve uluslararası statüye haiz uygulamanın, ülkeler arasında tanınmasının önemli bir sınır geçiş üstünlüğü imkânı sunmasına karşın, ülkemizce taraf olunan Karşılıklı Tanıma Anlaşması sayısının artırılmasına yönelik ulusal bir stratejimiz bulunmamaktadır. Bu sebeple, Yetkilendirilmiş yükümlü uygulamasının uluslararası geçerliliğinin sağlanmasına yönelik kamu ayağının iyileştirilmesi gerekmektedir.

Bu kapsamda, sistemde sunulan faydaların çeşitlendirilmesi için ithalatta yerinde gümrükleme ve izinli alıcı uygulamalarının hayata geçirilmesi amacıyla kısa vadede gerekli teknik altyapı çalışmalarının tamamlanması ve uygulamadan küresel olarak istifade edilebilmesi amacıyla ülkemiz yetkilendirilmiş yükümlü sisteminin karşılıklı tanınmasına yönelik daha fazla anlaşma imzalanması yönünde ulusal bir strateji belirlenmesi öngörülmektedir.

Diğer taraftan, Yetkilendirilmiş yükümlü statüsüne sahip olmak için henüz elektronik başvuru imkânı bulunmamakta, başvuru süreci firmalardan kaynaklanan sebeplerden dolayı uzun sürmekte ve aynı zamanda ülkemizdeki yetkilendirilmiş yükümlü statüsüne sahip firma sayısı pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla kısmen düşük kalmaktadır.

Ayrıca, yetkilendirilmiş yükümlü uygulaması kapsamında, mevzuatta bulunmasına rağmen uygulamada nakliyecilere sınır kapılarında öncelikli geçiş hakkı tanınmamaktadır. Yetkilendirilmiş yükümlü statüsüne sahip firmaların vergi ve harçlarının ödemesinin ertelenmesi hususu mevzuatta düzenlenmemektedir.

Bu sorunların aşılması amacıyla, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından gerekli mevzuat değişikliklerinin ve altyapı çalışmalarının yapılması hedeflenmektedir.

Yetkilendirilmiş yükümlü uygulamasının sadece gümrük alanında sınırlı kalmayıp, ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları mevzuat ve uygulamalarında da yer alması sağlanmalıdır. Bu kapsamda, ilgili kamu kurumu ve kuruluşlarınca gerekli mevzuat ve altyapı çalışmaları yapılacaktır.

Ayrıca, yetkilendirilmiş yükümlü statüsünün verilmesi için ISO 27001 sertifikasına sahip olma koşulu aranması ve piyasadaki belgelendirme kuruluşlarının suiistimalleri sıkıntılara yol açabilmektedir. Bu sıkıntıların önüne geçilmesi için, öncelikle ISO 27001 sertifikasına alternatif oluşturacak çözüm önerileri araştırılması amaçlanmaktadır.

Türkiye’de, yetkilendirilmiş yükümlü sisteminin mevzuat temeli ve uygulaması Gümrük Kanunu ve Gümrük İşlemlerinin Kolaylaştırılması Yönetmeliği’ne dayanmakta olup, uluslararası şartlara uygundur.

Mevcut durumda, ithalatta yerinde gümrükleme ve izinli alıcı uygulamaları henüz hayata geçirilmemiştir.

KISA VADEDE;

Ø İthalatta yerinde gümrükleme ve izinli alıcı uygulamalarının hayata geçirilmesi amacıyla gerekli teknik altyapı çalışmaları tamamlanacaktır.

Ø Elektronik yetkilendirilmiş yükümlü başvurusu yapılabilmesi için, gerekli teknolojik altyapı çalışmaları yapılacaktır.

Ø Yetkilendirilmiş yükümlü sisteminin karşılıklı tanınmasına yönelik daha fazla anlaşma imzalanması yönünde ulusal bir strateji belirlenecektir.

Ø Ülkemizdeki yetkilendirilmiş yükümlü statüsüne sahip firma sayısının artırılması amacıyla, teşvik edici düzenlemeler yapılacaktır.

Ø Yetkilendirilmiş yükümlü statüsü kapsamında, nakliyecilerin sınır geçiş noktalarında öncelikli geçiş hakkı kullanabilmeleri için gerekli altyapı çalışmaları gerçekleştirilecektir.

Ø ISO 27001 belgesinin aranması ile ilgili süreçlerin gözden geçirilmesi ve alternatif yöntemlerin araştırılması yönünde çalışmalar geliştirilecektir.

 

ORTA VADEDE;

Ø Yetkilendirilmiş yükümlü statüsü sahibi firmaların vergi ve harçlarının dönemsel olarak ödenmesinin sağlanması hususunda ilgili kanun maddesinin yasalaşmasının ardından gerekli mevzuat ve altyapı çalışmaları yapılacaktır.

Ø Yetkilendirilmiş yükümlü uygulamasının sadece gümrük alanında sınırlı kalmayıp, ilgili diğer kamu kurum ve kuruluşları mevzuat ve uygulamalarında da yer alması amacıyla ilgili kamu kurumu ve kuruluşlarınca gerekli mevzuat ve altyapı çalışmaları yapılacaktır.

 

Ülkemizde firmalara tanınan yetkilendirilmiş yükümlü statüsünün karşılıklı tanınmasına yönelik anlaşmaların sayısının artırılması için, öncelikle Güney Kore ile 9 Haziran 2014 tarihinde imzalanmış olan Karşılıklı Tanıma Anlaşmasının ülkemizde uygulanmamasının uluslararası arenada yaratmış olduğu olumsuz imajın da aşılması gerekmektedir. Aynı zamanda, yetkilendirilmiş yükümlü uygulamasına yönelik siyasi iradenin ve Karşılıklı Tanıma Anlaşmalarına ilişkin ülkesel politikaların değişkenlik göstermesi ve bürokrasinin bu konuda zaman zaman engelleyici yaklaşımlar gösterebilmesi, benzer anlaşmaların sayısının artırılması için ulusal bir strateji belirlenmesinin önünde birer risk unsuru teşkil etmektedir.

Hızlandırılmış Sevkiyatlar: Hızlandırılmış sevkiyatlar, güvenlik ilkelerine halel gelmeksizin, en azından hava kargo taşımacılığı yoluyla ülkeye gelen eşyanın gümrük ve ticaret prosedürlerinin basitleştirilmesi amacıyla ticaretin kolaylaştırılması adına getirilen bir rejim olarak tanımlanmaktadır.

Bu kapsamda, uluslararası en iyi uygulama örneklerine bakıldığında, gerekli alt yapı ve varış öncesi gümrük idaresine bilgi sunma kapasitesi bakımından gümrük ile uyum düzeyi yüksek firmalara; eşyanın sevkiyatının hızlandırılması amacıyla azaltılmış zorunlu bilgi uygulaması, miktar ve kıymet sınırlaması olmaksızın bu rejimden faydalanabilme ve belirli bir oranın altındaki eşya için gümrük muafiyetinden yararlanarak, hızlandırılmış ve basitleştirilmiş taşımacılık izinlerinin verilmesi öngörülmektedir.

Türkiye’de, sadece hava kargo yoluyla gelen hızlandırılmış sevkiyatlara ilişkin olarak gerek ithalat, gerekse ihracatta miktar ve kıymet sınırlamasına tabi bir şekilde uluslararası düzenlemelerle uyumlu bir mevzuat altyapısı mevcut olup, eşik (de minimis) kıymet de yine bu düzenlemelere uygun bir şekilde belirlenmiştir.

KISA VADEDE;

Ø Hızlı kargo taşımacılığı alanında bir hub olma potansiyeline katkı sağlayacak yeni teknolojiler ve yeni gümrük işlemleri geliştirilmesi amacıyla Altyapı Çalışma Grubunda çalışmalar yapılacaktır.

 

Bozulabilir Eşya: Niteliği gereği, bir an önce gümrük işlemlerinin tamamlanarak sahibine teslim edilmesi açısından, bozulabilir eşyalar için ilave yasal düzenlemeler yapılması önemli bir gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır. 

Mevzuata uygun olması kaydıyla, bu tür ürünlerin; normal şartlar altında mümkün olan en kısa zaman diliminde serbest bırakılması; uygun olduğu durumlarda, istisnai olarak, gümrük idarelerinin ve diğer idarelerin çalışma saatleri haricinde de serbest bırakılması; olabilecek muayene/kontrol planlamalarında öncelikli olarak ele alınması; uygun şekilde muhafaza edilebilmeleri için uygun koşulların sunulduğu depolama tesislerine konulabilmeleri; bu tür tesislerin devlet eliyle yahut ithalatçı tarafından sağlanabilmesi; kullanışlı ve ulusal mevzuata uygun olması ile talep edilmesi halinde serbest bırakma işlemlerinin doğrudan bu tür tesislerde yapılabilmesi gerekmektedir.

Ülkemiz gümrük mevzuatında, bozulabilir eşyanın tesliminin kolaylaştırılmasına yönelik düzenleme bulunmakta, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından kara hudut kapılarında bozulabilir eşyaların gümrük işlemlerinin hızlandırılmasına yönelik ilave kolaylaştırıcı tedbirler alınmaktadır.

Diğer taraftan, bozulabilir mahiyetteki eşyanın ithalatı esnasında sahibine teslimini ve transitini kolaylaştırıcı nitelikte olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığının 7/24 çalışma prensibi diğer ilgili kurumlar tarafından uygulanmamakta olup, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı dışında ilgili kurumlarca bozulabilir eşyanın ithalatında gerekli izin belgelerinin eşya sınıra gelmeden önce temin edilebilmesine yönelik de bir mekanizma geliştirilmemiştir. Ayrıca, dondurulmuş ve bozulabilir eşyaların Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından sınır kapılarında kontrolü ve depolanması için gerekli altyapının yetersiz olduğu görülmüştür.

Bu kapsamda, KISA VADEDE;

Ø Bozulabilir eşya başta olmak üzere, dış ticarete konu olan eşyanın gümrük ve dış ticaret işlemleri bütün ilgili idareler tarafından 7/24 prensibine göre tamamlanacaktır.

Ø Kapıkule Kara Hudut Kapısında bir soğuk hava deposu yapılacaktır.

Ancak, tüm sınır idarelerinin 7/24 prensibine göre çalışması konusuna kamu kurumlarının pozitif yaklaşım sergilememesi ve sınır geçiş noktalarındaki mevcut plansız altyapının her noktada 7/24 çalışma ilkesine uygun olmaması gibi riskler de mevcuttur.

Eşyanın ithalatında gerekli izin belgelerinin önceden temin edilebilmesinin önünde ise, mevcut geleneksel kamu anlayışının değiştirilememesi ve teknik kapasitenin geliştirilmemesi gibi riskler bulunmaktadır.

İthal Amaçlı Eşyanın Gümrük Kontrolü Altında Nakli: Ticaret erbabının işletme alanları ithal eşyasının ülkeye giriş yaptığı gümrük noktasından farklı ve daha uzak bir yerde olabilmektedir. Bu durumda, ticaret erbabının işletmesine en yakın ithalat gümrük idaresinden eşyanın serbest bırakılması işlemlerinin yapılmasına izin verilmesi maliyet ve süre açısından daha uygun bir nitelik taşıyabilmektedir.

Böyle bir esneklik, aynı zamanda ticaret erbabına limanlardaki ve giriş gümrük idareleri yakınlarındaki antrepo imkânlarından daha avantajlı bir lojistik olanağı da sunmaktadır. Kaldı ki, depolanması özel düzenek ve tertibat gerektiren birtakım eşya için -örneğin bozulabilir eşya bu kapsamda değerlendirilebilir- bu tarz antrepo olanakları kimi zaman liman ve giriş gümrük idareleri civarında bulunmayabilmektedir.

Bu sebeplerle, ülkelerin ithalatı amaçlanan eşyanın, kendi sınırları içerisindeki giriş gümrük noktasından, eşyanın teslim edileceği ya da eşyaya ilişkin gümrük veya teslim işlemlerinin tamamlanacağı başka bir gümrük noktasına nakledilmesine izin vermesi gerekmektedir.

Ayrıca, ithal eşyasının serbest dolaşıma giriş işlemlerinin sadece ülkeye ilk giriş noktasındaki liman, hava alanı, sınır kapısı yahut demir yolu gümrük idaresinde yapılması zorunluluğu, gümrüklerde yoğun trafiğe ve işlemlerin aksamasına da sebebiyet vermektedir. Bu nedenle, ticaret erbabına eşyanın serbest bırakılması işlemleri açısından iç gümrük idarelerinde işlem yapma imkânının sunulması, limanlarda ve giriş gümrüklerinde gerek firmalar ve gerekse de kamu idaresi açısından daha geniş bir boşluk sağlayacak ve bu noktalardaki gümrük idareleri üzerindeki baskıyı da azaltacaktır.

Konu hakkında ülkemiz uygulaması incelendiğinde, Türkiye’de eşyanın giriş gümrük noktasından başka bir gümrük noktasına nakledilmesine, transit rejimi altında izin verildiği görülmektedir. Ancak kimi durumlarda, ihtisas gümrük idaresi uygulamasının birtakım olumsuzluklara sebebiyet verebildiği de bilinen bir gerçektir.

İthalat, İhracat ve Transit Formalitelerinde Kolaylaştırma: Ticaretin kolaylaştırılması açısından ithalat, ihracat ve transite ilişkin formalitelerin sayısının ve karmaşıklığının en aza indirilmesi ve ithalat, ihracat ve transite ilişkin belge gerekliliklerinin azaltılması ve basitleştirilmesi önemli bir yer tutmaktadır.

Bu kapsamda, ülkelerin değişen koşullar, ticari uygulamalar, yöntem ve teknolojilerin uygulanabilirliği ile en iyi uluslararası uygulamalar ışığında formalite ve belge şartlarını gözden geçirmesi ve özellikle bu formalitelerin bozulabilir eşyaların, hızlı bir şekilde teslim edilmesine imkân tanıması, ticaret erbabı ve yükümlülerin söz konusu şartlara uyum sağlamak için harcayacakları zaman ve maliyeti azaltacak şekilde uygulanması, ticareti en az kısıtlayıcı olacak şekilde tayin edilmesi ve ihtiyaç duyulmaması halinde de söz konusu formalitelerin uygulamadan kaldırılması beklenmektedir.

Söz konusu beklentiler ışığında Türkiye uygulaması incelendiğinde; gümrük beyannamesi eki bir takım belgelerin (fatura, çeki listesi, konşimento vs.) elektronik ortamda yer almaması sebebiyle, elektronik ortamda doldurulan beyannamelerin hala kâğıt ortamda gümrüğe sunulmaya devam edildiği gözlemlenmektedir. 

İhracat beyannamesine konu eşyanın; ihracat beyannamesi tescili akabinde, taşımacının aynı iç gümrük idaresine girmesi ve mükerrer veri girişi yapılması suretiyle transit beyanına tabi tutulduğu, bu durumun her yükleme işleminde tekrar etmekte olduğu ve ihracatımız açısından işlemlerde mükerrerlik, maliyet ve süre kaybı yaşandığı anlaşılmaktadır.

Keza, Türkiye’de kamu kurum ve kuruluşlarımız tarafından talep edilen belgeler için başvuruda gereken belgeler bazında, farklı kurumların aynı belgeyi mükerrer olarak istediği dikkat çekmektedir. İhracatta gümrük beyannamesinin tescilinden önce gereken onay, tasdik vb. formalitelerin iyileştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.

Diğer taraftan, hâlihazırda mevzuatımızda ulusal transitte denizyoluyla yapılan taşımalarda, birtakım koşulları karşılayan firmalara, basitleştirilmiş usul kapsamında transit beyannamesi yerine deniz manifestosuyla işlem yapılmasına izin verilebilmesi hükmü yer almasına karşın, buna ilişkin alt düzenlemeler yer almadığından uygulanamamakta olduğu görülmektedir. Benzer şekilde, ulusal transit işlemine konu eşya için; taşıma belgesinin kullanılmasına, mevzuatta yer almasına rağmen, uygulamada izin verilmediği anlaşılmaktadır.

Bahse konu eylemlerin hayata geçirilmesi konusunda kaçınılması ve tedbir alınması gereken riskler; koordinasyon sürecinde gerekli işbirliğinin sağlanamaması, siyasi destek elde edilememesi, geleneksel bürokrasinin aşılamaması ve teknik alt yapı iyileştirmelerinin sağlanamamasıdır.

Ülkelerin ithalat, ihracat ve transit formaliteleri için gerekli olan destekleyici belgelerin matbu veya elektronik kopyalarını kabul etmesi ve bir kamu kurumunda belgenin aslının bulunması halinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, belgenin aslını elinde tutan kurumdan temin edilen belgenin matbu veya elektronik bir kopyasını belgenin aslı yerine kabul etmesi öngörülmektedir. 

Ayrıca, ihracatçı ülke gümrük idarelerine teslim edilen ihracat beyannamelerinin aslı veya kopyasının bir ithalat şartı olarak talep edilemeyeceği belirlenmiştir.

Türkiye’de Tek Pencere Sistemine geçilmesiyle birlikte, ithalat, ihracat ve transit işlemlerinde istenilen tevsik edici belgelerin kopyalarının kabulü kapsamında iyileştirmeler sağlanmıştır. Diğer taraftan, Tek Pencere Sistemi veya e-devlet sistemine dâhil olmayan (Sicil Gazetesi, imza sirküleri, vekâletname örneği gibi) bazı belgelerin orijinallerinin istenmesinin sıkıntılar doğurduğu anlaşılmaktadır.

Türkiye’de ithal eşyası için ihracatçı ülke gümrük idarelerine verilen beyannamelerin bir örneği talep edilmemektedir. Bu bakımdan, Türkiye’nin DTÖ’nün anılan düzenlemesine uygun bir şekilde dış ticaret sürecini yönettiği anlaşılmaktadır.

Bu kapsamda, KISA VADEDE;

Ø İhracat beyannamesine konu eşyanın transit rejimine tabi tutulmasında mükerrer veri girişinin yapılmasının önlenmesi amacıyla, ihracat beyannamesi üzerindeki verilerden yararlanmak suretiyle transit rejim beyanını mümkün kılacak ihracat refakat belgesi uygulamaya alınacaktır.

Ø Transit işlemlerinin en iyi uygulama örnekleri doğrultusunda basitleştirilmesine ve mükerrer veri girişlerinin önüne geçilebilmesi amacıyla uluslararası uygulama örnekleri incelenecektir.

Bahse konu eylemlerin hayata geçirilmesi konusunda kaçınılması ve tedbir alınması gereken riskler; siyasi desteğin sağlanamaması, noterlerin engelleyici yaklaşımının aşılmasında zorluk yaşanması ve teknik altyapının oluşturulamamasıdır. 

Ticaretin Kolaylaştırılması ve Uluslararası Standartlara Uyum: Başta DGÖ tarafından geliştirilen enstrümanlar olmak üzere uluslararası standartların kullanımı, DTÖ Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasında öngörülen amaçlara ulaşılması için oldukça önemlidir.

Bu durumun en önemli sebebi, Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşmasının genel prensipleri düzenlemesi, ancak belirlenen prensiplerin fiilen nasıl uygulanacağına dair bir düzenlemeye yer vermemesidir. Kaldı ki, kimi durumlarda Anlaşmada öngörülen bir prensibin uygulanması için farklı yöntemler de bulunabilmektedir.

Tüm bu sebeplerle, gerek DGÖ ve gerekse de OECD, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE), Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), Birleşmiş Milletler Asya-Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (UNESCAP) gibi uluslararası standartları ortaya koyan uluslararası kuruluşların enstrümanları, gümrük ve sınır prosedürlerinin öngörülebilirliği ve uyumlaştırılması bakımından daha geniş bir imkân sunabilmektedir.

Uluslararası standartların ithalat, ihracat veya transit formaliteleri ve prosedürleri için dayanak olarak kullanılması, ülkelerin uluslararası örgütler tarafından ilgili uluslararası standartların hazırlanması ve periyodik gözden geçirmelerine katılması teşvik edilmektedir.

Türkiye’de eşyanın ihracatı, ithalatı ve transitine ilişkin formalitelerin oluşturulmasında sınır idarelerince uluslararası standartlara uyuma önem verilmektedir.

Bu kapsamda, Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu Sekretaryası tarafından ticaretin kolaylaştırılması alanında uluslararası alanda yürütülen çalışmalara ve toplantılara katılım sağlanması hedeflenmektedir. 

Ancak yeni gelişmeler ışığında ticaretin kolaylaştırılmasına ilişkin uluslararası düzeyde anlaşma, sözleşme, tavsiye kararı vb. düzenlemeler oluşturulurken, ülkemiz politikalarının oluşturulması aşamasında ilgili kurumca özel sektörün de görüşlerinin alınması ve müzakere pozisyonunu oluşturması, bu tipte belgelerin müzakere aşamalarında ilgili kurum temsilcilerinin toplantıları düzenli olarak takip etmesi hedeflenmektedir.

Tek Pencere Sistemi: Ülkelerin eşyanın ithalatı, ihracatı veya transit geçişi için talep edilen belgeleri ve/veya veri taleplerini ticaret erbabının tek bir giriş noktasından sunmasına ve sonuçların da bahse konu tek nokta üzerinden bildirilmesine olanak veren yük oryantasyonlu bir tek pencere sistemini kurması oldukça önemli bir ticaretin kolaylaştırılması aracıdır.

Türkiye’de Tek Pencere Sistemi 2014 yılında hayata geçirilmiş olup, 2017 yılı itibarıyla 21 kurum ve 118 belge sisteme entegredir. Ancak, Tek Pencere Sistemine dahil olan kurumlarca istenilen belgeler ve maliyetleri konusunda bir çalışma yürütülmektedir.

Diğer taraftan, Tek Pencere Sistemi e-başvuru aşamasına aktarılması gereken diğer belgelerin sisteme planlı bir şekilde aktarılmasına yönelik kamuoyuyla paylaşılan bir takvim bulunmamaktadır.

Ayrıca, e-başvuru aşamasında verilerin elle girilmesi ve diğer formatların sistem tarafından kabul edilmemesi ilave zaman maliyeti yaratmaktadır. Tek Pencere Sistemi konusunda sahada yaşanan sorunların çözülmesi aşamasında bazı ilgili kurum ve kuruluşlar arasında sistemin gerekliliklerine entegrasyon konusunda uyum sorunları yaşanmaktadır.

Keza, dış ticaret işlemlerinden sorumlu kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenen bazı belgelerin Tek Pencere Sistemine entegre edilmemiş olması nedeniyle gümrük beyannamesiyle ilişkilendirme kağıt ortamında sağlanmakta; bu durum ilave maliyet ve zaman kaybına sebebiyet vermektedir. Mevzuatın izin verdiği belli hallerde sistemin izin vermemesi sıkıntılar doğurmaktadır (elle düzeltme yapılamaması, beyannamedeki düzeltmelerin merkez teşkilatı tarafından yapılmasının sıkıntılara yol açması, vs.)

Bu kapsamda, KISA VADEDE,

Ø Tek Pencere sisteminin piyasa gözetim ve denetimiyle entegrasyonu projesi çerçevesinde Faz-1, Faz-2, ve Faz-3 aşamaları elektronik ortama alınacaktır.

Ø Sistemin geliştirilmesi amacıyla kapanmış beyannamelerde değişiklik yapma yetkisi merkezden taşraya devredilecek, ithalat, ihracat ve transit işlemlerinde istenilen tevsik edici belgeler ile ilgili diğer belgeler Tek Pencere Sistemine entegre edilecek ve eğitim faaliyetleri gerçekleştirilecektir.

Ø Tek Pencere Çalışma Grubu oluşturularak, Tek Pencere Sisteminin mevcut durumu ve muhtemel gelişme alanlarının değerlendirilmesi ve ticaret erbabının ihtiyaçlarının bildirilmesi sağlanacaktır.

Ø Tek Pencere Sisteminin geliştirilmesi amacıyla belirli bir amaç, hedef ve takvim içeren bir strateji oluşturulacaktır.

 

Sevk Öncesi İnceleme: Tarife sınıflandırması veya gümrük kıymeti ile ilgili olarak yapılan Sevk Öncesi İnceleme (PSI) enstrümanı, bu hizmetin ilave bir ücret ve zaman kaybına sebebiyet vermesi sebebiyle ticaret zorlaştırıcı bir nitelik taşımaktadır. PSI uygulaması esasen, kamu gelirlerinin toplanması bakımından zorluklarla karşılaşan ve ithal eşyasının kıymet ve tarifesini tespit bakımından gerekli teknik kapasitesi bulunmayan az gelişmiş ülkelerce tercih edilen bir uygulamadır.

Bu bakımdan Türkiye uygulaması incelendiğinde, ticaretin kolaylaştırılmasına aksi bir önlem olan PSI mekanizmasına başvurulmadığı ve mevcut uygulamanın DTÖ düzenlemesine uygun olduğu görülmektedir. 

Gümrük Müşavirlerinin Kullanımı: Gümrük müşavirleri kullanım zorunluluğu getirilmemesi ve gümrük müşavirlerinin lisanslanmasına ilişkin olarak şeffaf ve nesnel kuralların uygulanması ticaretin kolaylaştırılması bakımından gereklidir. Bu durumun temel sebebi, bilhassa gümrük müşavirliği kullanımının zorunlu olduğu ve gümrük müşavirliği lisansının edinim sürecinin nesnel olmadığı ülkelerde, gümrük beyannamelerinin sınırlı sayıdaki müşavirler vasıtasıyla sunulması şartının, ilave bir maliyet ve formalite doğurmasıdır. Kaldı ki böyle bir durumda, gümrük beyannamesi sunumu için gerekli teknik kapasiteye sahip firmaların dahi, zorunlu bir dış kaynak ödemesi yapması gerekecektir.

Türkiye uygulaması incelendiğinde gümrük müşavirlerinin dış ticaret işlemlerinde kullanılması zorunlu değildir.

Bu kapsamda, KISA VADEDE;

Ø Gümrük müşavirlerinin mevcut durumuna ilişkin bilgiler (lisanslama süreci, bulundukları şehir, sayıları, iletişim bilgileri listesi vb. unsurları içeren) Gümrük ve Ticaret Bakanlığının ve Gümrük Müşavirleri Derneklerinin internet sitelerinde düzenlenecektir.